Pandemi tiyatrosuna dair beyanat

Bir seneden ziyade bir vakitten beri Çin menşeili bir virüsün sebep olduğu tezatlar yığınıyla mücadele etmekteyiz. Bu süre zarfında yaşanan garabetler akıl sahibi her insanın dikkatini ve tepkisini çekmiş durumda. Küresel ölçekte planların yapıldığı, şirketlerin servetlerine servet eklediği, orta sınıfın yok edilip fakirlerin daha da fakirleştiği bu dönemin artık son bulmasını istiyoruz.

Önce sokaklarda titreyerek ölen Çinlileri gördük. Sonra kaynak makineleriyle evlerine kilitlendiler. Ardından Türkiye’ye geldi denildi. Medya 24 saat covid-19 haberleri yaparak korku pompaladı. Bilim Kurulu denen gölge yapı ülkeyi esir aldı. Bembeyaz giysili, tam korumalı ekipler tarafından izole edilmiş sedyelerle taşındı hastalar. Ölenler için cenaze töreni yapılmadı. Yıkanmadı, kefenlenmedi, bir duası dahi okunmadı. Korona mezarlığına gömüldü zavallılar. Aradan zaman geçtikçe bu garabetlerin tamamı ortadan kalktı. Ne titreyerek ölen insanlar gördük, ne tam izole ekipler. Korona hastaları hastaneye yürüyerek gidip, yürüyerek çıkıyordu. Günde 16 tane içilmesi üzere verilen ilaçları içtikten sonra da ambulansla tekrar hastaneye gidiyorlardı. Evet bu süreçte yapılan yanlış tedavinin ve ilaçlar sebebiyle ölen binlerce insanın da farkındayız. Biz bunların hiçbirisini unutmayacağız ve her alanda gerekli takibi yapacağız.

Şimdilerde de turizm sezonunun başlamasıyla T.C. Kimlik kartı olanların eve kapatılıp turistlere her şeyin serbest edilmesiyle, Paskalya bayramı için Ortodoksların ayin düzenleyip Müslümanların teravih için camiye gittiklerinde kovulmasıyla, dükkanı kapatılan esnafların borç batağı sebebiyle depresyonlarıyla hatta intiharlarıyla karşı karşıyayız.

Öldürücülüğü %1 dahi olmayan bir virüsün dünyayı, hususen de ülkemizi bu kadar etkilemesine bir anlam veremiyoruz. Bu manasız yasaklar her geçen gün keşmekeşi biraz daha artırıyor ve işleri içinden çıkılmaz hale getiriyor. Ülke ”Bilim Kurulu” adı altına DSÖ’nün emrine verilmiş durumda. Yerli ve milli birçok doktorun, profesörün sözleri görmezden geliniyor. İnsanlar maddi ve manevi olarak tükenmek üzereler. Fakirlik her gün biraz daha artarken, psikolojik travmalar da o denli artıyor.

Serdengeçtiler Derneği olarak bu tezatların bir an evvel ortadan kaldırılmasını ve halkımızın içine düşürüldüğü bu kirli oyundan kurtarılmasını talep ediyoruz. Pandemi değil plandemi olduğunu düşündüğümüz bu sinsi plan işlemeye devam ederse daha çok canların yanacağını tahmin ediyor ve milletimizin bekası için acilen yerli ve milli doktorların, profesörlerin, esnafın ve dahi halkın tüm fertlerinin feryatlarının dinlenilmesini gerektiğini kamuoyuna bildiriyoruz.